02 October 2009

Sevdiklerim-Sevmediklerim

Neleri mi seviyorum bu ülkede, öncelikle uçsuz bucaksız parklarını...

Böyle büyük alanları görünce ben bile kaç alışveriş merkezi, kaç site sığar bu alana diye hesplıyorum hemen. Zihniyet ne kadar farklı şehrin merkezinde bu kadar büyük alanları korumayı başarıyorlar... Halk da sonuna kadar parkların tadını çıkarıyor, parklar uçurtma uçuranlar, frizbi oynayanlar, koşanlar ya da makul bir şekilde piknik yapanlar ile dolu. Piknik bizdeki gibi mangal yak, etrafı kirlet yayıl mantığından farklı, derli toplu, iki sandviç ve içecekten oluşuyor.

Çiçekler bir ayrı güzel, restoran, ev girişleri ve balkonlardaki o çiçek sepetlerine
bayılıyorum. Daha yeni ben de balkonum için böyle bir çiçek sepeti yaptım süper bir şey. Herkes bahçesine ayrı bir özeniyor, bahçe ve çiçek konusunda bilgi düzeyi de oldukça yüksek. Özellikle bahar geldiğinde o kadar güzelleştiriyor ki bu çiçekler etrafı. İngiltere'ye genelde hakim olan gri hava bu çiçekler sayesinde dağılıyor.



Başka neleri seviyorum;

İnsanlara, haklara, özgürlüklere saygı, 7'den 70'şe herkesin adam yerine konulması.


Neleri sevmiyorum;

Health and Safety ve diğer bir çok günlük hayatı etkileyen çok kuralın olması ve aslında bu kuralların amacının öncelikle kurumları kişilere karşı koruması.

İnsanların ve sistemin bizdeki gibi esnek olmayışı. Malum biz de her şey mümkün bunun olumsuz olduğu kadar olumlu tarafları da var, ama burada her şey kurallarla sınırlı. Türkiye'deki her şey mümkün sistemi Türk insanını zeki, çevik ve kurnaz yaparken buradakileri sistemler, yazılı kurallar olumsuz etkiliyor insanlar düşünmemeye başlıyor. "Common sense" yok oluyor.